Yaptığınız fedakârlıkların karşılığını nankörlükle mi alıyorsunuz? Her şeyi onlar için yapıyor, kendinize ayıracağınız zamanı, parayı ya da gücü başkaları için mi harcıyorsunuz? Hazır olun, öfke ve nankörlük görmek üzeresiniz? Herkes hayatının sorumluluğunu alabilecek güce sahiptir. Onlar adına onların yapması, düşünmesi gereken şeyleri siz yaparak aslında onları kontrol etmeye çalışıyorsunuz. Gereğinden fazla müdahale edilen kişiler, mücadele ve sonuçlara ulaşma mutluluğu elinden alınan ve doğal olarak öfkeli ve tepkili oluyorlar. Çok fazla vererek onları borçlu, kendinizi alacaklı hale getiriyorsunuz. Unutmayın her ne kadar zor gününüzde size para vermiş ve kendilerine varlığı için şükretmiş olsanız bile kimse alacaklısından hoşlanmaz. Aslında oradaki boynu büküklükten, mahcubiyetten ve kontrol edilme duygusundan hoşlanmaz. Her defasında eşinizin, arkadaşlarınızın, ailenizin ve hatta çocuklarınızın sorumluluklarını alarak hem çok müdahaleci oluyorsunuz, hem de onların sonuç alma gücünü ve mutluluğunu ellerinden alıyorsunuz. Eğer çocuğunuz sınavı varken hala tabletinde oyun oynuyorsa ona zorla dersin başına geçmesi gerektiğini hatırlatmak sizin göreviniz değil, eğer bunu göreviniz haline getirdiyseniz bunu sürekli yapmak zorunda kalacaksınız. Ancak geri çekilirseniz onun bu sorumluluğu kendi başına alması için bir şans vermiş olursunuz. Ayrıca o, bunun sonuçlarına katlanabilmelidir. Her birimiz dersler için bu hayattayız. Deneyimlerle aldığımız bu derslerin bir de sınavları var. Kimseyi yerimize sokamayacağımız, kopya çekemeyeceğimiz ve sadece o ana kadar deneyimlediklerimizden sorumlu olacağımız bir sınavdır bu. Kendinize minnettar bırakacak kadar çok şey yaptığınızda insanlar size bağımlı olurlar ve bunu fark ettiklerinde kendi farkındalıklarına uygun olarak tepki verirler. Bağımlı kılınmak ve yönetilmekten hoşlanmazlar. O yüzden fedakârlık pozitif anlamlı bir kelime değildir. Kimse bundan hoşlanmaz. Dışarıdan bakıldığında fedakârlığı yapan da şikâyetçidir, bunu alan da. Sonuçta “Yapmasaydın” der çıkarlar işin içinden. Peki, haksız mı? Yaparken sordunuz mu? Bu fedakârlığa ihtiyacı var mıymış? Ancak yardım öyle değildir. Kendi sınırlarınızı ihlal etmezsiniz. Hangi alanda, ne verebileceğinizi, ne kadar verebileceğinizi bilirsiniz. Ancak fedakârlık ederken karşınızdakinin ihtiyacını karşılar ve bunu yaparken sınırlarınızı ne kadar aşacağınızı düşünmezsiniz. Size de fedakârlık yapılıyorsa, bilin ki bir süre sonra gizli bir bedel ödeyeceksiniz. Yardım isteyin, elinizden geldiğince yardım da edin. Ancak ne kendi sınırlarınızı aşın, ne de başkalarını borçlu bırakın. Unutmayın fedakârlık, içinde kar ve feda kelimelerini de içeren bir alma verme durumudur. Alırken bunun verme zamanının geleceğini de unutmayın.